Hukuk Blog
İşçinin başka bir Şubeye, Lokasyon ve Projeye Gönderilmesi yasal mı
Özel güvenlik ve diğer işçileri İstifa etmeleri için başka bir yere gönderiyorlar ancak somut bir objektif kriter yoksa firmaların yaptığı bu eylemler hukuki ve yasal değildir.
Özel güvenlik ve diğer işçilerin proje, şube yer değişikliği gibi işlemlerin bir çoğu yasal değildir firmaların bazıları transfer lokasyon değiştiği adı altında çalışanlarının bulundukları projeden alıp istifa etmeleri için başka bir yere gönderiyorlar ancak somut bir objektif kriter yoksa firmaların yaptığı bu eylemler hukuki ve yasal değildir.
İşçi noter aracılığı ile işverene bir ihtarname çekip görev yerini talep eder işveren bu talebi yerine getirmezse işçi işe iade davası açabilir. İşveren işçiyi aynı yerde çalıştırmazsa işçi işe iade davası açıp kazandığı zaman 8 ile 12 maaş iş güvenliği tazminatı, kıdem ihbar genel tatil afta tatili yıllık izin gibi tüm işçilik alacaklarının işverene başvuru yapar işveren bunu ödemek zorunda aksi olursa dava ile daha fazlası alınır.
Yargıtay bu şekilde hiçbir gerekçe belirtilmeyen, somut ve objektif kriterlere uymayan keyfi proje değişikliklerini haksız ve hukuka aykırı bulmakta ve işçiyi çıkarıldığı projesine iade edilmesi gerektiğini içtihat haline getirmiştir. (T.C. YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ E. 2017/11252 K. 2018/5151 T. 27.2.2018 )- (YARGITAY 9. HD.2015/2383 E. 2015/10958 K sayılı ilamı: ...Davacı mevcut görevine devam etmeye hazır olduğuna göre geçerli olmayan görev değişikliği ve gönderildiği görev yerine gitmediği ve devamsızlık yaptığı gerekçesiyle iş sözleşmesinin feshi haksız ve geçersizdir Görüldüğü üzere yerleşik Yargıtay içtihatları göre yaptığınız bu görevlendirme hukuka aykırıdır.
T.C. İSTANBUL
28. İŞ MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/68 Esas
KARAR NO : 2020/543
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ : Av. ................KONYAR -
DAVALI : 1- .. GÜVENLİK VE DANIŞMANLIK HİZMETLERİ A.Ş. -
Eyüp/ İSTANBUL
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 2- YÖNETİM HİZMETLERİ TİC. A.Ş. -
VEKİLİ :
DAVA : Tespit (İşe İade İstemli)
DAVA TARİHİ : 28/01/2019
KARAR TARİHİ : 08/10/2020
Mahkememizde görülmekte bulunan Tespit (İşe İade İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA TALEPLER İ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; müvekkilinin 07.02.2018-03.01.2019 tarihleri arasında kesintisiz olarak davalı güvenlik şirketi bünyesinde çalıştığını, diğer davalı İstinye şirketinin asıl işveren olduğunu, davalılar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi olduğunu ve bu nedenle müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, müvekkilinin İstinye projesinde çalıştığını, 03.01.2019 tarihinde çalıştığı projeden alınarak evine çok uzak bulunan, esaslı değişiklik içeren başka bir proje gitmesinin şifahen söylendiğini, görev yeri değişikliğinin esaslı değişik içerdiğini, müvekkilinin esaslı değişikliği kabul etmediğini, bunun üzerine müvekkilinin iş akdinin kendisi ile çalışılmayacağı beyan edilerek sona erdirildiğini, işverenin çıkarırken yazılı belge vermediğini, fesih sebebinin açık ve kesin olarak belirtilmesi gerektiğini, müvekkilinin keyfi şekilde işten çıkarıldığını, feshin yasaya aykırı olduğunu, davacının ihtarname keşide ederek haksız bir şekilde işten çıkarıldığını ve işine iade edilmesi gerektiğini talep ettiğini, müvekkilinin ücretinin 2120,00 TL Net olduğunu, yol ücretinin davalılarca karşılandığını, ücretin banka kanalı ile ödendiğini iddia ederek davalı işverenlik tarafından yapılan feshin geçersizliği ile müvekkilinin işe iadesine, davalı iş yerinin işe iade kararına uyması veya uymaması durumunda boşta geçen süre ücretinin, işe iade kararına uyulmaması halinde işe almama tazminatının belirlenerek tahsilini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı İstinye yönetim vekili cevap dilekçesinde özetle ; davacının hak ve alacaklarının zamanaşımına uğradığını, davacının iddialarını ispatlar mahiyette delil ortaya koymadığını, davalı yanla herhangi bir ilişkisi bulunmayan şirketin davacının talebini kabul veya ret etme imkanı bulunmadığından husumet itirazında bulunduklarını, davacının ileri sürdüğü talebin muhatabının diğer davalı olduğunu, davalı şirketin sorumluluğunun Kat Mülkiyeti Kanunu’na tabi taşınmazın yönetimi ile ilgilşi olduğunu iddia ederek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ........t vekili cevap dilekçesinde özetle ; davacının davalı şirketin ........... Park projesinde güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, davacının haziran ayında 3 gün, temmuz ayında 2 gün, Ağustos ayında 4 gün, eylül ayında 1 gün, ekim ayında 4 gün ve kasım ayında 4 gün olmak üzere devamsızlık yaptığını, vardiyasına gelemeyeceğini haber vermediği gibi telefonlara da çıkmayarak sürekli projeyi ve arkadaşlarını zor durumda bıraktığını, davacının en son 23.12.2018 tarihinde otomatik açılan bagaj kapağını elle zorlayarak kapattığını, araç sürücü ile konuşma kalıplarının dışına çıkarak konuştuğunu, davalı şirketi zor durumda bıraktığını, davacının avm projelerinde çalışmak istememesi üzerine davacının Nish İstanbul projesinde görevlendirildiğini, davacının projede çalışmaya kabul ettiğini, ancak iş başı yapması gereken 27.12.2018 tarihinde göreve başlamadığını, telefon ile ulaşılması sonucunda rapor aldığını beyan ettiğini, davacının rapor bitiminde de iş başı yapmadığını, davacı iş başı yapmadığı için devamsızlık tutanaklarının tutulduğunu ve davacının iş akdinin 07.01.2019 tarihinde haklı nedenle feshedildiğini, dava dilekçesinde davacı tarafından ileri sürülen iddiaların gerçek dışı olduğunu, davacının görev yeri değişikliğinin davacı ile yapılan iş sözleşmesine dayanılarak yapıldığını, görev yeri değişikliğinin esaslı değişiklik niteliğine haiz olmadığını iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :Dava 4857 sayılı yasanın 18 ve takip eden maddeleri uyarınca açılan feshin geçersizliğinin tespiti ile işe iade talebinden ibarettir.
Dosya kapsamından ;Davacının iş akdinin 03/01/2019 tarihinde feshedildiği davacının 11/01/2019 tarihinde arabuluculuk müracaatı yaptığı ,arabuluculuk son tutanağının 21/01/2019 tarihinde düzenlendiği davanın 28/01/2019 tarihininde yasal süresi içinde açıldığı, taraflar arasında belirsiz süreli iş akdi mevcut olup davacının işten çıkartıldığı tarih itibariyle davalı şirkette 30 ve daha fazla işçi çalıştığı, davacının 07/02/2018-03/01/2019 tarihleri arasında çalıştığı kıdeminin 6 aydan fazla olup, davacının İşveren Vekili konumunda olmadığı anlaşılmaktadır.
Davalı işveren tarafından davacı işçinin 29 kod ( işveren tarafından işçinin ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranışı nedeniyle fesih ) çıkışının yapıldığı görülmüştür. Dosya içeriğinde dinlenen davacı tanık beyanlarında davacının görev yerinin yazılı rızası alınmaksızın değiştirildiği ileri sürülmüştür. Davalı işveren tarafından ise devamsızlık tutanaklarının tutulduğu ileri sürülerek iş başı yapmaması nedeniyle iş akdinin haklı nedenle feshedildiği savunulmuştur. Davalı işveren tarafından feshin haklı ve geçerli nedene dayandığı somut olarak ispatlanamamıştır.
4857 sayılı İş Kanunu'nun 18. Maddesinde İş güvencisi kapsamındaki işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işverenin bunu işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, iş yerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayandırmak zorunda olduğu yine aynı kanunun 19. Maddesinde işverenin fesih bildirimini yazılı olarak yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorunda olduğu düzenlenmiştir. Davalı işverenlikçe davacının iş akdinin feshine dair yazılı fesih bildirimi dosyaya sunulmamakla kanunun 18. Maddesine aykırılık olduğu tespit edilmekle yapılan feshin haklı ve geçerli nedene dayandığı somut olarak ispatlanamadığından davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu 12. Maddesinde, "4857 sayılı İş Kanunu 20. Maddesinin 3. Ve mevcut 5. Fıkralarından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiştir. Mahkeme veya özel hakem 2. Fıkrada düzenlenen tazminat ile 3. Fıkrada düzenlenen ücret ve diğer hakları dava tarihindeki ücreti alınarak parasal olarak belirlenir." şeklinde düzenlemiştir.
Davacı işçinin dosyaya sunulan ücret bordrosunda brüt 2.558,40 TL ücretinin olduğu, giydirilmiş ücretinin ise 3.163,40 TL olduğu anlaşılmaktadır. Dosya içeriğinde yer alan raporda, Yargıtay 9. HD. 2013/16048 ve 2014/9929 Karar nolu yerleşik içtihadı da dikkate alınarak davacının 10 ay 27 gün sözkonusu işyerinde çalıştığı dikkate alınarak işe başlatılmama tazminatı belirlenmiş olup 4 aylık toplam 10.155,93 TL olarak hesaplanmıştır.
Aynı raporda boşta geçen süre ücreti 4 aylık boşta geçen süre ücreti toplam 9.813,59 TL olarak hesaplanmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davanın KABULÜNE,
2- Davalı işverence yapılan FESHİN GEÇERSİZLİĞİNE,
3- Davacının SECURİTAS İŞE İADESİNE,
4-Davacının kararın kesinleşmesinden itibaren 10 iş günü içerisinde işe başlamak üzere işverene başvurması sonucu işverence işe başlatılmaması halinde davacının kıdemi ve fesih sebebi göz önünde bulundurularak takdiren 4 aylık brüt ücret tutarındaki tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesi gerektiğinin TESPİTİNE,
4857 sayılı yasanın 21/2.maddesi gereğince işe başlatmama tazminatına esas aylık ücretin 4 aylık toplam net 10.155,93 TL olarak TESPİTİNE,
5-Davacı işçinin işe iade için 10 günlük yasal süre içinde işverene başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşeceği tarihe kadar gerçekleşen ençok 4 aylık ücretinin ve diğer haklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesi gerektiğinin TESPİTİNE,
4857 sayılı yasanın 21/2.maddesi gereğince boşta geçen süre ücretine esas aylık ücretin ve diğer hakların 4 aylık toplam net 9.813,59 TL olarak TESPİTİNE,
6-Davacı işçinin süresi içerisinde işe başlatılması durumunda varsa bu alacaktan peşin ödenen kıdem ve ihbar tazminatının MAHSUBUNA,
7-Alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL'nin mahsubu ile bakiye 10,00 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacının yaptığı 584,60 TL ve peşin alınan 44,40 TL harç olmak üzere toplam 629,00 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalılar tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
11-Dava açma şartı olan suç üstü ödeneğinden ödenen arabuluculuk görüşmeleri ücreti 680,00 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
12-Dosyada mevcut kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalılar vekilinin yüzüne karşı 7036 Sayılı Kanun yollamasıyla 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ ilgili dairesinde 2 hafta içinde istinafı kabil olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 08/10/2020
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
28. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/696
KARAR NO : 2022/1807
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : RECEP ÖZDEMİR (32310)
ÜYE : AYŞE GÜL İNCİ (97895)
ÜYE : EBRU BİLİR SARI (104787)
KATİP : SEVDA DÜZGÜN GÜLER (104565)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 28. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/10/2020
NUMARASI : 2019/68 Esas -2020/543 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :Av. ................. KONYAR
DAVALI :1 -.. YÖNETİM HİZMETLERİ TİC. A.Ş.
VEKİLİ :
DAVALI :2 ........ GÜVENLİK VE DANIŞMANLIK HİZMETLERİ A.Ş.
VEKİLİ : UETS
DAVANIN KONUSU :Tespit (İşe İade İstemli)
DAVA TARİHİ : 28/01/2019
KARAR TARİHİ : 03/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/11/2022
Mahalli mahkemesinden verilen karar karşı davalılar vekilleri ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurmuşlar ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla dosya incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
İDDİANIN ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; müvekkilinin 07.02.2018-03.01.2019 tarihleri arasında kesintisiz olarak davalı güvenlik şirketi bünyesinde çalıştığını, diğer davalı İstinye şirketinin asıl işveren olduğunu, davalılar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi olduğunu ve bu nedenle müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, müvekkilinin İstinye projesinde çalıştığını, 03.01.2019 tarihinde çalıştığı projeden alınarak evine çok uzak bulunan, esaslı değişiklik içeren başka bir proje gitmesinin şifahen söylendiğini, görev yeri değişikliğinin esaslı değişik içerdiğini, müvekkilinin esaslı değişikliği kabul etmediğini, bunun üzerine müvekkilinin iş akdinin kendisi ile çalışılmayacağı beyan edilerek sona erdirildiğini, işverenin çıkarırken yazılı belge vermediğini, fesih sebebinin açık ve kesin olarak belirtilmesi gerektiğini, müvekkilinin keyfi şekilde işten çıkarıldığını, feshin yasaya aykırı olduğunu, davacının ihtarname keşide ederek haksız bir şekilde işten çıkarıldığını ve işine iade edilmesi gerektiğini talep ettiğini, müvekkilinin ücretinin 2120,00 TL Net olduğunu, yol ücretinin davalılarca karşılandığını, ücretin banka kanalı ile ödendiğini iddia ederek davalı işverenlik tarafından yapılan feshin geçersizliği ile müvekkilinin işe iadesine, davalı iş yerinin işe iade kararına uyması veya uymaması durumunda boşta geçen süre ücretinin, işe iade kararına uyulmaması halinde işe almama tazminatının belirlenerek tahsilini talep etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ ::Davalı İstinye yönetim vekili cevap dilekçesinde özetle ; davacının hak ve alacaklarının zamanaşımına uğradığını, davacının iddialarını ispatlar mahiyette delil ortaya koymadığını, davalı yanla herhangi bir ilişkisi bulunmayan şirketin davacının talebini kabul veya ret etme imkanı bulunmadığından husumet itirazında bulunduklarını, davacının ileri sürdüğü talebin muhatabının diğer davalı olduğunu, davalı şirketin sorumluluğunun Kat Mülkiyeti Kanunu’na tabi taşınmazın yönetimi ile ilgilşi olduğunu iddia ederek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı Pronet vekili cevap dilekçesinde özetle ; davacının davalı şirketin İstinye Park projesinde güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, davacının haziran ayında 3 gün, temmuz ayında 2 gün, Ağustos ayında 4 gün, eylül ayında 1 gün, ekim ayında 4 gün ve kasım ayında 4 gün olmak üzere devamsızlık yaptığını, vardiyasına gelemeyeceğini haber vermediği gibi telefonlara da çıkmayarak sürekli projeyi ve arkadaşlarını zor durumda bıraktığını, davacının en son 23.12.2018 tarihinde otomatik açılan bagaj kapağını elle zorlayarak kapattığını, araç sürücü ile konuşma kalıplarının dışına çıkarak konuştuğunu, davalı şirketi zor durumda bıraktığını, davacının avm projelerinde çalışmak istememesi üzerine davacının Nish İstanbul projesinde görevlendirildiğini, davacının projede çalışmaya kabul ettiğini, ancak iş başı yapması gereken 27.12.2018 tarihinde göreve başlamadığını, telefon ile ulaşılması sonucunda rapor aldığını beyan ettiğini, davacının rapor bitiminde de iş başı yapmadığını, davacı iş başı yapmadığı için devamsızlık tutanaklarının tutulduğunu ve davacının iş akdinin 07.01.2019 tarihinde haklı nedenle feshedildiğini, dava dilekçesinde davacı tarafından ileri sürülen iddiaların gerçek dışı olduğunu, davacının görev yeri değişikliğinin davacı ile yapılan iş sözleşmesine dayanılarak yapıldığını, görev yeri değişikliğinin esaslı değişiklik niteliğine haiz olmadığını iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
1-Davanın KABULÜNE,
2- Davalı işverence yapılan FESHİN GEÇERSİZLİĞİNE,
3- Davacının SECURİTAS İŞE İADESİNE,
4-Davacının kararın kesinleşmesinden itibaren 10 iş günü içerisinde işe başlamak üzere işverene başvurması sonucu işverence işe başlatılmaması halinde davacının kıdemi ve fesih sebebi göz önünde bulundurularak takdiren 4 aylık brüt ücret tutarındaki tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesi gerektiğinin TESPİTİNE,
4857 sayılı yasanın 21/2.maddesi gereğince işe başlatmama tazminatına esas aylık ücretin 4 aylık toplam net 10.155,93 TL olarak TESPİTİNE,
5-Davacı işçinin işe iade için 10 günlük yasal süre içinde işverene başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşeceği tarihe kadar gerçekleşen ençok 4 aylık ücretinin ve diğer haklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesi gerektiğinin TESPİTİNE,
4857 sayılı yasanın 21/2.maddesi gereğince boşta geçen süre ücretine esas aylık ücretin ve diğer hakların 4 aylık toplam net 9.813,59 TL olarak TESPİTİNE,
6-Davacı işçinin süresi içerisinde işe başlatılması durumunda varsa bu alacaktan peşin ödenen kıdem ve ihbar tazminatının MAHSUBUNA,
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İstinaf yoluna başvuran davalı Securitas Entegre Güvenlik vekili tarafından ileri sürülen istinaf sebepleri :
1-Davacı İlk Derece Mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde 03.01.2019 tarihinde haksız ve hukuka aykırı şekilde ......... Park AVM projesinden alınarak esaslı değişiklik içeren başka bir projeye gitmesinin şifahen söylendiğini, davacının esaslı değişiklik içeren bu projeyi kabul etmediğini, ...... Park AVM Projesi'nde çalışmaya devam etmek istediğini, ancak müvekkil Şirket tarafından kendisine artık birlikte çalışamayacaklarının söylendiğini iddia etmiştir. Yukarıda ayrıntılı şekilde izah ettiğimiz üzere davacının iddiaları gerçeği yansıtmamakta olup görev yeri değişikliğini kabul ettiği Görevlendirme Formu'ndan açıkça anlaşılmaktadır. İlgili formda davacının eski projesi, görev alacağı yeni proje, bu projelerin adresleri, bu projelere dair özlük hakları ve bu haklar arasındaki farklılıklar, yeni projeye başlayacağı gün ve saat açıkça belirtilmiş olup davacı tarafından "Yeni projemde hak edişlerimde düşüklük olacağından bilgim var kabul ediyorum." açıklaması düşülerek imzalanmıştır.
Tüm bunlara ek olarak, davacının dava dilekçesi ile 08.01.2019 tarihinde müvekkil Şirkete göndermiş olduğu ihtarname birbiriyle çelişmektedir. Davacı ihtarnamesinde yeni atandığı projede göreve başlamak istediğini kabul ettiğini belirtmişken dava dilekçesinde proje değişikliğinin kabul edilmediğini belirtmiştir. Ek olarak ihtarnamede yer alan birçok hususun dava dilekçesinde yer almamaktadır. Dava dilekçesi ile ihtarnamenin birbiriyle çeliştiği açıkça ortada olup davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, Görevlendirme Formu'yla birlikte ayrıca kanıtlamaktadır. Davacının gönderdiği 08.01.2019 tarihli ihtarname, müvekkil Şirketin gönderdiği 04.01.2019 ve 07.01.2019 tarihli ihtarnamelerden sonra gönderilmiş olup davacının ihtarnamesinde yer alan birçok husus dava dilekçesinde mevcut değildir, mevcut olanlar ise ihtarname ile çelişmektedir. Tüm bu sebeplerle davacının niyetinin işe iade olmadığı, kendisinin işe iade davasının sonuçlarından faydalanmaya çalıştığı anlaşılmakta olup İlk Derece Mahkemesi'nin usul ve yasaya aykırı kararının müvekkil şirket yönünden istinaf incelemesi neticesinde ‘kaldırılması’ ve yeniden yargılama yapılarak talebimiz doğrultusunda ‘davanın reddine’ karar verilmesi gerekmektedir.
İstinaf yoluna başvuran davalı İstinye Yönetim Hizmetleri vekili tarafından ileri sürülen istinaf sebepleri :
1-Yerel Mahkeme ön inceleme duruşmasında kurduğu ara kararla, husumet itirazının esas kararla birlikte değerlendirileceğini hükmetmiş olmasına rağmen gerekçeli kararda da açıkça görüleceği üzere husumet itirazımız değerlendirilmemiştir. Hatta ve hatta hükmün gerekçe kısmında müvekkil şirkete yönelik hiçbir değerlendirme ve tespit bulunmamaktadır. Söz konusu hükme karşı tarafımızca işbu istinaf başvuru dilekçesi ile yapılan istinaf başvurusu da müvekkil şirkete aleyhine gerekçesiz olarak kurulan hükme karşı yapılmaktadır. Dolayısıyla, müvekkil şirket yönünden nedenleri yerel mahkeme tarafından açıklanmamış karara karşı istinaf nedenlerimizin tam olarak Sayın Yüksek Mahkeme'ye sunulması mümkün olmamıştır. Müvekkil şirket yönünden gerekçe kurulmamış olması, tarafımızın hukuki dinlenilme hakkını da ihlal etmektedir. Dolayısıyla, Yerel Mahkeme'nin gerekçeden azade kararı Sayın Yüksek Mahkeme tarafından kaldırılmadıkça, müvekkil şirketin adil yargılanma hakkının ihlali devam edecektir. Yerel Mahkeme tarafından yeniden müvekkil şirket yönünden gerekçeli bir biçimde hüküm kurulmadıkça, tarafımızca öne sürülebilecek istinaf nedenlerinin neler olabileceği belirsiz olacaktır. Dolayısıyla, her ne kadar huzurdaki davanın işe iade davası olduğu göze önüne alınacak olsa da, adil yargılanma hakkı ve gerekçeli karar hakkının açıkça ihlali niteliğindeki yerel mahkeme kararının kaldırılarak, yeniden yerel mahkeme nezdinde yargılama yapılmadıkça, müvekkil şirketin hukuki dinlenilme hakkı üzerindeki ihlal devam edecektir.
2- Müvekkil şirket ile diğer davalı arasındaki hukuki ve fiili ilişki ise yalnızca taraflar arasında munakit ve hukuken “istisna akdi” olarak nitelenen ilişki ile sınırlıdır. Söz konusu ilişki, alt işveren asıl işveren ilişkisi niteliğinde değildir. Dolayısıyla müvekkilin pasif husumet ehliyeti bulunmamaktadır. Esasen huzurdaki davanın müvekkil yönetim şirketine izafe edilmesinin, eş deyişle derdest davada müvekkile husumet tevcih edilmesinin nedeni; davacının bu noktadaki yanılgısıdır. Nitekim müvekkil şirket diğer davalı ile arasında güvenlik hizmetlerinin tümünün bir kül halinde satın alınmasına yönelik 26.06.2017 tarihli “........ PARK ALIŞVERİŞ MERKEZİ GÜVENLİK; DENETİM VE KONTROL HİZMETLERİ SÖZLEŞMESİ” yani İSTİSNA AKDİ akdedilmiştir. Müvekkilin yöneticisi olduğu İstinye Park Alış Veriş Merkezi’nde gerekli güvenlik hizmetlerinin Pronet Güvenlik ve Danışmanlık Hizmetleri A.Ş. tarafından sağlanacağı açıktır.
3- Müvekkil şirketin yürütmüş olduğu iş 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu ve Yönetim Planı’nın 26. Maddesi uyarınca yönetim hizmetidir. Bu sebeple daha önce bahsettiğimiz içtihatla birlikte, benzer durumlarda Yargıtay’ın yerleşmiş uygulaması Kat mülkiyeti kanununca yönetim organizasyonunu üstlenen şirketin başkaca güvenlik şirketleriyle yaptığı sözleşme kapsamında çalışan güvenlik görevlilerine karşı asıl işveren olarak sorumlu olmadığı yönündedir. Müvekkil şirketin iş ilişkisi bulunmayan davacının açmış olduğu huzurdaki davanın husumet yokluğundan dolayı reddi gerekmektedir.
UYUŞMAZLIK KONUSU HUSUSLAR:
İstinaf yoluna başvuran davalılar yönünden anlaşmazlık konusu hususlar:
1-Feshin haklı veya geçerli nedene dayanıp dayanmadığı hususu,
DELİLLER:
1.Davacı tanıkları
2.Davalı tanıkları
3.İşyeri ve SGK kayıtları
4.Bilirkişi incelemesi
Sigortalı işten ayrılış bildirgesinde işten ayrılış tarihi (03/01/2019), işten ayrılış nedeni kod (29-İşveren tarafından işçinin ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırı davranışı nedeni ile feshi) olarak belirtilmiştir. Bildirgede SGK işyeri sicil numarası (1117340) ve (Pronet Güvenlik... Aş ) ünvanı olarak gözükmektedir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER
İlk derece mahkemesince "Davanın Kabulüne," şeklinde karar verilmiş olup davalı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355.maddesi uyarınca istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir.
A-Başvuru dilekçesindeki itirazlar gözetilerek belirlenen uyuşmazlık konusu hususlar, işe iade davasının koşullarından sonra teker teker aşağıda irdelenmiştir:
İşe iade davasının koşulları:
İş yerinde 30 veya daha fazla işçi çalışıyor olması, iş sözleşmesi feshedilen işçinin en az 6 aylık kıdeminin bulunması, feshi yapılan iş sözleşmesinin belirsiz süreli olması, işçinin 4857 sayılı kanunun 18/ son maddesinde tanımlanan nitelikte işveren vekili olmaması ve davanın feshin tebliği tarihinden itibaren 1 ay içerisinde açılmış olması gerekmektedir.
Somut olayda, davalı iş yerinde 30’dan fazla işçinin çalıştığı, davacının belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalıştığı, davacının kıdeminin 6 aydan fazla olduğu, işveren vekili niteliği taşımadığı, davacının işten çıkartıldığı tarihin 03/01/2019 tarihi olduğu, fesih bildiriminin aynı tarihte yapıldığı, arabuluculuk sürecinden sonra davanın 28/01/2019 tarihinde yasal hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır. Sonuç olarak davacının iş güvencesi kapsamında olduğu ve davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı tespit edilmiştir.
Ayrıca feshin usulü yönünden (4857 S.K. m.19/1) yapılan incelemede davalı işverenlikçe feshin bildiriminin YAZILI olarak yapıldığı anlaşılmıştır.
İstinaf yoluna başvuran davalılar yönünden anlaşmazlık konusu hususların incelenmesi:
İlk derece mahkemesi, "... Dosya kapsamından ;Davacının iş akdinin 03/01/2019 tarihinde feshedildiği davacının 11/01/2019 tarihinde arabuluculuk müracaatı yaptığı ,arabuluculuk son tutanağının 21/01/2019 tarihinde düzenlendiği davanın 28/01/2019 tarihininde yasal süresi içinde açıldığı, taraflar arasında belirsiz süreli iş akdi mevcut olup davacının işten çıkartıldığı tarih itibariyle davalı şirkette 30 ve daha fazla işçi çalıştığı, davacının 07/02/2018-03/01/2019 tarihleri arasında çalıştığı kıdeminin 6 aydan fazla olup, davacının İşveren Vekili konumunda olmadığı anlaşılmaktadır.
Davalı işveren tarafından davacı işçinin 29 kod ( işveren tarafından işçinin ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranışı nedeniyle fesih ) çıkışının yapıldığı görülmüştür. Dosya içeriğinde dinlenen davacı tanık beyanlarında davacının görev yerinin yazılı rızası alınmaksızın değiştirildiği ileri sürülmüştür. Davalı işveren tarafından ise devamsızlık tutanaklarının tutulduğu ileri sürülerek iş başı yapmaması nedeniyle iş akdinin haklı nedenle feshedildiği savunulmuştur. Davalı işveren tarafından feshin haklı ve geçerli nedene dayandığı somut olarak ispatlanamamıştır.
4857 sayılı İş Kanunu'nun 18. Maddesinde İş güvencisi kapsamındaki işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işverenin bunu işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, iş yerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayandırmak zorunda olduğu yine aynı kanunun 19. Maddesinde işverenin fesih bildirimini yazılı olarak yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorunda olduğu düzenlenmiştir. Davalı işverenlikçe davacının iş akdinin feshine dair yazılı fesih bildirimi dosyaya sunulmamakla kanunun 18. Maddesine aykırılık olduğu tespit edilmekle yapılan feshin haklı ve geçerli nedene dayandığı somut olarak ispatlanamadığından davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu 12. Maddesinde, "4857 sayılı İş Kanunu 20. Maddesinin 3. Ve mevcut 5. Fıkralarından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiştir. Mahkeme veya özel hakem 2. Fıkrada düzenlenen tazminat ile 3. Fıkrada düzenlenen ücret ve diğer hakları dava tarihindeki ücreti alınarak parasal olarak belirlenir." şeklinde düzenlemiştir.
Davacı işçinin dosyaya sunulan ücret bordrosunda brüt 2.558,40 TL ücretinin olduğu, giydirilmiş ücretinin ise 3.163,40 TL olduğu anlaşılmaktadır. Dosya içeriğinde yer alan raporda, Yargıtay 9. HD. 2013/16048 ve 2014/9929 Karar nolu yerleşik içtihadı da dikkate alınarak davacının 10 ay 27 gün sözkonusu işyerinde çalıştığı dikkate alınarak işe başlatılmama tazminatı belirlenmiş olup 4 aylık toplam 10.155,93 TL olarak hesaplanmıştır.
Aynı raporda boşta geçen süre ücreti 4 aylık boşta geçen süre ücreti toplam 9.813,59 TL olarak hesaplanmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." gerekçesi ile davanın kabulüne karar vermiştir.
Davalı İstinye Yönetim Hizmetleri taraflarına husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkilinin 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanunun uyarınca yönetim hizmeti sunan bir şirket olduğunu, diğer davalı güvenlik şirketi ile ......... Park AVM'nin güvenlik hizmetlerinin sağlanmasına yönelik istisna akdi imzaladıklarını davalı müvekkili ile AVM yönetiminin bir ilgisi bulunmadığını, pasif husumet yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf talebinde bulunmuştur. Davalı Securitas Güvenlik Şirketi davacının ............ Park AVM'nin güvenliğinde çalışırken bir müşteri ile yaşadığı tartışma üzerine kendisinin de kabul etmesi nedeni ile NİSH İstanbul Projesine geçirildiğini, görevlendirme bildiriminin kendisine yapıldığını, kabul ettiğine dair imzasının bulunduğunu, ancak yeni projesinde işbaşı yapması gereken günlerde göreve gelmemiş, telefonla ulaşılması üzerine rapor aldığını beyan etmiş, rapor bitiş tarihi olan 01/01/2019'da da iş başı yapmamış, yetkililere yolun uzak olması nedeni ile yeni projede çalışamayacağını, uygun bir proje çıkana kadar bekleyeceğini bildirmiş, kabul edilmeyince de telefonlara cevap vermemiş, bunun üzerine devamsızlıkları hakkında mazeret bildirmesi yönünde yapılan ihtara yanıt vermeyince İş Kanunu 25/II-g maddesi gereğince iş akdinin haklı nedenle feshedildiği belirtilerek istinaf talebinde bulunmuştur.
İlk derece mahkemesi davalı işveren tarafından feshin haklı ve geçerli nedene dayandığı somut olarak ispatlanamamıştır şeklindeki gerekçe ile davanın kabulüne karar vermiştir. Dosya kapsamında bulunan 26/12/2018 tarihli görevlendirme bildiriminde davacının "yeni projemde, hak edişlerim de düşüklük olacağından bilgim var, kabul ediyorum" şeklinde imzasının bulunduğu, 08/01/2019 tarihli davacı tarafından çekilen ihtarnamede sağlık sebeplerinden ötürü rapor aldığını, yeni projesine bildirmesine rağmen proje yetkilisinin kendisine atandığına dair bilgi verilmediğini belirterek şirket merkezine yönlendirdiğini, şirket merkezine gittiğinde şirketin taşındığını ve yetkilinin olmadığını, 02/01/2019 tarihinde tekrar şirket merkezine gittiğinde Şişli'de başka bir projeye gönderildiğini, hemen aynı gün başlamak istemesine rağmen proje müdürünün eleman açığı olmadığı için işe başlatamayacağını söylediğini, şirket merkezi ile telefon ile görüşemediğini, İstinye Park Projesinde çalışmaktan memnun olduğunu ve devam etmek istediğini belirtmiştir. Davacı hakkında 01/01/2019-07/01/2019 tarihleri arasında devamsızlık yaptığına dair tutanak tutulduğu, 04/01/2019 tarihli PTT İadeli Taahhütlü tebligat ile mazeretine ilişkin savunmasının 24 saat içinde bildirilmesinin istenildiği, davacının dosyaya sunduğu Watsapp yazışmalarında "bana gelen tebligatın cevabını, savunmasını nereye yapacağım ben, bir mail adresi falan varmı" şeklinde cevabının bulunduğu, davacının tanınan süre içerisinde herhangi bir mazeret bildirmemesi nedeni ile 07/01/2019 tarihinde iş akdinin tek taraflı ve tazminatsız olarak feshedildiğine dair PTT kanalı ile tebligat yapıldığı anlaşılmaktadır.
Tüm dosya kapsamından davacının ilk önce yazılı olarak proje değişikliğini kabul ettiği, işbaşı yapması gereken günlerde rapor alarak gitmediği, daha sonrasında yeni projesinde atama bilgisi olmadığı gerekçesi ile şirket merkezine yönlendirildiği, şirket merkezinin taşınması nedeni ile yetkili kimseye ulaşamadığı, savunmasını sunmak için herhangi bir adres bulamadığı, feshin haklı veya geçerli nedenle yapıldığı hususunda yeterli kanıt bulunmadığı anlaşıldığından istinaf talepleri yerinde görülmemiştir.
İlk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya ve dosya içeriğine uygundur, aksine itirazların hiçbirisi yerinde görülmemiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, İlk Derece Mahkemesinin objektif, mantıksal ve hayatın olağan akışına uygun, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
B-Kamu düzeni açısından maddi-hukuki durumun incelenmesinde; ilk derece mahkemesinin kararında Dairemizce re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık hallerinden hiç birisinin bulunmadığı saptanmıştır.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1,b-1. maddesi gereğince davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
Alınması gerekli 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davalılardan ayrı ayrı alınarak hazineye irat kaydına,
Davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Karar tebliğ ve harç müzekkeresi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 8/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 03/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi